Yurda Dönüşü
Cahit Sıtkı,
Paris'ten Ziya Osman'a yazdığı 7.6.1940 tarihli mektubunda, hükümetin tebligatı
ile dönüş için yol hazırlıkları içinde olduklarını haber veriyor. Perigueux‘den 23
Temmuz 1940 tarihinde postaya verilmiş ve Fransızca ile yazılmış bir karttan
hem Paris'ten ayrılış tarihini hem de yolculuğun hangi şartlar altında cereyan
ettiğini öğreniyoruz:
"Ziyacığım, son hadiseler üzerine, Paris'ten, haziranın on
üçünde ayrılmak zorunda kaldık. 0 günden ‘ beri, Fransa yollarında, bisikletle,
bombardımanlar altında olanca hızımızla kaçarak on gün kadar yol ' aldık.
Nihayet Bordeaux'a vardık. Bu şehirde,sefirle talebe müfettişimizi bulduk. Yirmi
günden fazladır. işgal edilmemiş bölgedeki, Dordogne vilayetinin
merkezi Perigueux'deyiz. Müfettişimiz de bası-’' mızda bulunduğu için, her ihtiyacımız
temin edi1iyor ve Allah'a şükür,hepimiz sıhhatteyiz. Parlak bir hayat sürüyoruz
demeyeceğim; Türkiye‘ye dönmekti ten ümit kesmemeye çalışıyoruz iste. Zaten
sefaret- de bizi vatanımıza bir an önce kavuşturmak için. Fransız ve
Alman makamları nezdinde teşebbüse geçmiş bulunmaktadır. Ben gene bildiğimce
çalışıyorum; bir çok şiir yazdım. Onları sana okumak için acele ediyorum,
Yine bir mektubunda;
"Ziyacığım,
Paris'ten çıkış tarihimiz olan 13 Hazirandan beri neler gördüğümüzü mümkün
değil tasavvur edemezsin. Bilirsin ki. herhangi bir şeyi tasavvur veya tahayyül
edebilmek için daha evvel onun bazı unsurlarını tanımak, görmüş olmak
lazımdır.Bu sefer gördüklerim beni on senelik normal bir hayat tecrübesinden
daha fazla zenginleştirdi.Tasavvurlarım arasında o kadar yazılacak şeyler var
ki, hangisinden başlayacağımda mütereddidim."
Dediğine
bakılırsa Cahit, yasadığı bu hadiselerden fazlasıyla etkilenmiş ve bunları
sanatına geçirmek istemiştir. Nitekim Paris'ten kaçış müddetince uğradıkları
şehirlerde bile şiirler yazmağa devam etmiştir:
"Paris'ten yazdığım son mektuptan beri, bir çok şiirler
yazdım. Fakat hiç birine tam ve bitmiş nazarıyla bakamadığım için senin tenkid
ve tahliline arzedemeyecegim. İnşallah İstanbul'a ayak bastığım zaman bitmiş
olurlar da Kadıköy vapurunda bol bol okuruz.”
Lyon,
25.8.1940 tarihli mektubunda yer alan "On iki günden beridir ki
Lyon'dayız" ifadesinden anlaşılacağı üzere, Cahit Sıtkı Perigueux'dan
ayrılarak 13 Ağustos‘ta Lyon'a gelmiştir.
"Burada
günlerimiz kahvede, sinemada geçiyor. İmkân oldukça ufak tefek kitaplar da alarak
mütalaayı ihmal etmiyorum. Şiir faaliyetiyse kendiliğinden devam ediyor...
Sıhhatçe iyiyim. Lyon'da canımız sıkılmıyor diyebilirim. Bu ifadeleri, buradaki
günlerinin nasıl geçtiği hakkında bir fikir vermektedir.
Bu arada
Cahit'in en çok canını sıkan şey, apar topar Paris'ten ayrılırken geride
bıraktığı kitaplarıdır:
"Ziyacığım, Paris'te birçok kitaplar bıraktım, elbise ve
çamaşırlarımdan ziyade, onlara yanıyorum. Görseydin ne güzel kitaplarım vardı!
Ve tabii, yüzde sekseni şiire dair." diye yakınır.
Cahit Sıtkı
26 Eylül‘de arkadaşları ile birlikte Cenevre'dedir. Burada her türlü
istirahatleri sağlanmış olmasına rağmen, okuduğu gazete haberleri sebebiyle
henüz hadiselerin sükûnet iklimine bir türlü kavuşamamış görünüyor.